Showing 24 Result(s)

Cuaron’un Roma’sı Bize Ne Anlatmak İstiyor?

Rayn ve Kellner gibi yazarların üzerinde ustaca çalışmış oldukları Politik Kamera gibi kitaplar sağolsun aldığımız akıllıca uyarılardan dolayı Hollywood’un muhalifliğinin ne kadar tehlikeli olabileceğinin farkındaydık uzun zamandır. Yeni Hollywood da denilen, kendi amaçları ve bağlamları çerçevesinde sinemayı bir sanat olarak oldukça başarılı ama ideolojik açından da oldukça tehlikeli bir yerden kullanan Coppola, Scorsese, De Palma, …

Dönüşüm ve Özyıkımın Çağında Karanlık Ama Neşeli Çocuklar: Depeche Mode

Hikaye 74 krizine kadar uzanır. Dünya çapında “sosyal devlet” olarak kavramsallaştırılan devlet yapılarının müdahaleci ekonomi politikalarının geçerli olduğu, devletlerin kendilerini (gerçekçi olsun veya olmasın) sınıflarüstü “hakem”ler olarak gördüğü, sendikaların ve toplumsal hareketlerin günümüze kıyasla çok daha güçlü olduğu, üçüncü dünya olarak adlandırılan yerlerde sık sık ayaklanma ve başkaldırıların gerçekleştiği ve bu ayaklanmaların özellikle Batı dünyasındaki …

“Muhteşem Güzellik” Gerçekten Muhteşem mi?

Betimleme, betimleme, betimleme… Paolo Sorrentino’nun son filmi Muhteşem Güzellik’in izleyiciye sunduklarını bu şekilde özetleyebiliriz. Film görüntü yönetmenliği, kurgu, atmosfer, ışık gibi alanlarda içinde (bence) Fellini, Kieslowski, Tarkovsky, Angelopoulos gibi yönetmenlerin bulunduğu “birinci lige” oynuyor gibi gözükse de; maalesef daha öncesinde sık sık yapılmış olan dekadan bir burjuvazi, aristokrasi, bohemlik eleştirisinin ötesine geçemiyor. Eleştirel yaklaştığı duruma …

Baudelaire’in Modernizmi

Modernite diye kavramsallaştırılan “şey”i bir monoblok olarak algılamak her şeyden önce konuyu basite indirgemek anlamına gelecektir. Bu şekilde bir yaklaşım modernitenin farklı süreç ve boyutlarını ve dolayısıyla içerdiği çelişkileri net bir şekilde kavramsallaştırmamızın önünde önemli bir engel teşkil edecektir. Moderni bir monoblok olarak almanın yanlışlığının yanı sıra, onu tamamen parçalara ayırmak ve özgürleştirici yanlarıyla, otoriter …

10. İstanbul Bienali’nin Ardından

Bir İstanbul Bienali daha geride kaldı. Daha önceki bienallere yöneltebileceğimiz pek çok eleştiriyi küratörlüğünü Hou Hanru’nun yaptığı 10. İstanbul Bienali’ne de yöneltmemiz mümkün gibi gözüküyor. Bienalin iliklerine kadar sermayeyle içli dışlı olması, ister istemez -reyting terminolojisini kullanmayı tercih edersek – A ve B tipi tüketici grubuna hitap etmesi, dolayısıyla “halk”ı değil de “vatandaş”ı ilgilendiren bir …